0
Ben de 3 senedir dinliyorum.

Bu arada Canli Yayina katilmak biraz g.t ister :) Herkese tavsiye etmem,beceremezseniz veya zekinin ters aninda bi pot kirarsaniz cok pis bozulursunuz ve telefon direk yuzunuze kapatilir.

Gecenin Kahramani olacam diye umitlenmeyin, Zekinin isteklerini yerine getirmek zordur :)
Arkadasa Katılıyorum Bende 2 Senedır Fln Kuzenım SAyesınde Dınlıyorum
oda Zeki Kayahan Hastası... Adam Okdr Cok Sevılıyorkı Programa Katılanların Cogu Kafasını Su Dolu Lehene Sokturup Sarkı Fln Soylettırıyor Sakın Bırakmayın Herkesın Boyle alıskanlıkları Olsun
HEPINIZE SEVGILER SAYGILAR
Genelde dinleyemıyorum ben :( Pc de genelde ogleden sonra oldugum ıcın, ZKC yayın saatlerınde pek pcde olamıorum. Tel.deki radyo da cekmıo :S
Tekrarını verdıklerı bı saat, yada tekrarını yayınlayan bı kaynak-site var mı?
Tekrar saol TheRaskol unutuyordum vallahi.Sen boyle her gun hatılat millete :D
Silindi
Expert
2
buda zeki kayahan coşkunun son yazısı.çok hoşuma gitti ve matrax adlı programı özetliyor bence.okuyunuz!

‘Matrax’ isimli radyo programı yapan Zeki Kayahan Coşkun, Türkiye’yi sokağa döküyor. Hem de gecenin bir yarısı deyip insaf da etmiyor. Bağlama çalıp türkü söylemek, evdeki yemeği sokaktakilerle paylaşmak ve hatta sokak ortasında ütü yapmak normal sayılan hareketlerden birkaçı. 
Neden dünyayı, gençleri ve geceyi olduğu gibi kabul etmiyorsunuz da radyoda gecenin bir yarısı birtakım atraksiyon-matraksiyon olaylarına giriyorsunuz. Genç radyocular rahatsız mı ne? 

Radyocular rahatsız mı çok bilmiyorum. Meslek hayatıma ilk başladığım dönemlerde çok hassastım ve fevri çıkışlar yapıyordum. Ama sonra bunların hiçbir manasının olmadığını gördüm. Yani kimin ne dediği çok umrumda değil. Geceyi çok seviyorum. Çünkü gece dışındaki radyo saatlerinde insanlar bizi sadece bir yerden bir yere gidene kadar dinliyorlar. Eve ya da işe girdiğinde başka bir dünyaya dahil oluyorlar. Gece dinleyicileri çok sadık; benimle birlikte gidip uyuyor veya uykusuz kalıyor. 

Gece yarısı millete mutfak robotu, mikser, saç kurutma makinesi gibi aletleri çalıştırtarak ses çıkarmaya zorlamak neyin nesi? Gecenin sessizliğinden mi ürküyorsunuz? 

Gecenin miskinliğine inat hophop hoplayacağımız zıpzıp zıplayacağımız radyo programı bu. Çocukken radyonun içinde küçük adamlar, küçük kadınlar var diye hayal ederdik. Bu hayal ya da bu inanma şekli büyüyünce yok oluyor. Bu hayalin bu yaşlarda da kaybolmasını istemiyorum. Radyoyu televizyon gibi kullanıyorum ve insanların hayal gücünü zorlamak istiyorum. 

Hakikaten o radyonun içine gece yarısı küçük küçük adamlar ve kadınlar girmiş oluyor. 

(Gülüşmeler) Evet! Doğru işte bu. 

Radyolarda gece ondan sonra buğulu sese volüme ve tazyik vermek moda iken siz neden bağırıp çağırıyorsunuz. Derdiniz ne? 

99’da başladım bu işe ve 2002’ye kadar sıradan bir radyoculuk yaptım, kendimi de çok şey zannederek… Bu beni meslek hayatımda mutlu olmadığım bir yere götürdü ve yayın yönetmeni Kenan Işık da beni kovdu zaten. 6-7 ay sonra tekrar çağırdığında geceyi seçtim. Yapılmayanı yapmak istiyordum. Yapılanların hepsini çöpe attım. 2-3 ay anlaşılamadım tabii. (Gülüyor) 

Sokağın bir kahraman eksiliği mi var? 

Bu bir eksiklik mi diye oraya gidenlere sormak lazım. “Gecenin kahramanı olacağım.” diyen dinleyiciyi sokağa çıkarıyorum, olmadık şeyler istiyorum. Git bir esnafın camlarını sil, araçları durdur para iste, falan filan. Dinleyiciler de gidiyorlar. İnsanlara yıllar sonrası unutamayacağı anılar bırakmak istiyorum. Çünkü insana dair ne varsa yavaş yavaş kaybedeceğiz. İnsanlara ‘böyle bir şey yaptık’ şaşkınlığını yaşatmak istiyorum. Onların anısı olmak istiyorum. 

İnsanların gece yarısı denilenleri yapmasını Türklerin itaat kültüründe mi arayacağız? 

Aslında onlar da eğlenmek istiyorlar. Bu işin patronu bensem söylediğimi yapmalılar. Hayır yapmıyorum diye itiraz eden olmadı. Üniversite öğrencileri itaatkâr değil, anarşistti diye biliriz. Hayır değildir. Geçenlerde Denizli’de bağlaması olan gençleri sokağa çıkarıp Demokrasi Meydanı’nda türkü söylettim. Performanslarını beğenmeyince sözlü yerlerde ‘hımm’layın’ dedim. Polisler geldi. “Ona söyleyin, bu saatte hımlanmaz burada.” dedi polis. Telefonu kapatmaya zorladılar. “Sakın kapatmayın, iletişim özgürlüğünüz var” dedim. Beş polis aracı daha geldi ve telefon bir şekilde kapandı. Evimize hırsız girdiğini söylesek bu kadar çok polis aracı gelmezdi. Üniversiteli öğrenciye bakışım beni gerçekten çok büyük hayal kırıklığına uğrattı. Sonrasında da diğer illerden hımlamak için bizi arayanlar oldu. Geçen hafta dinleyicilerim Denizli’de aynı meydanda toplanıp fıslamak yasak mı diye, fıs fıs yaptılar. 50-60 kişi fıslayarak döndüler. Yasak değilmiş. (Gülüşmeler) 

Milleti gece yarısı sokağa dökerek sosyal yardımlaşma ve beraberliği tahrik ettiğiniz için size dava açılabilir mi? 

(Gülüşmeler) Açılabilir belki; ama biz de duruşmalara çok kalabalık şekilde katılırız. 

Yaptırdığınız, ama yapmazdım dediğiniz ne var? 

Şehir merkezinde şınav çekemezdim mesela. Ama şunu yapardım. İki dinleyicimiz sokak ortasında birbirini buldu. Birisinin arabası var, diğeri market işletiyor. Marketten gıdaları doldurttum araca ve bunları sokak ortasında dağıtmaya başladılar. Bir dinleyicimizin canı balık ekmek çekti. “Sepeti sarkıtsam bana getirirler mi?” dedi. Hay hay dedik! Eminönü’nden Çağlayan’a gittiler. Apartmandan sarkmış bir sepete balık ekmeği koydular. Bunu yapardım işte. 

Sosyal yardımlaşmayı önemsiyorsunuz yani? 

Sokağa çıkarmak istiyorum insanları. Hayat sokakta. Radyoyu da sokağa taşımak istiyorum. Arkadaşlıkları devam ediyor mu bilmiyorum; ama etmesini çok isterim. 

Dinleyiciler gündüz huzurevlerini ziyaret ediyor, kan bağışı yapıyorlar. Bu gönüllülük sizin talebiniz mi; yoksa dinleyicilerin mi? 

Web sitem ‘zekirdek.com’ adresinde iki yüz elli bine yakın üye var. Her ilin temsilcileri mevcut. İl temsilcileri bu tür organizasyonlar düzenliyorlar. Ben eğlenceli bir sivil toplum kuruluşu kurdum. Onlara balık tutmayı öğrettim. 

Bir yanlış yaparlarsa sahiplenir misiniz? 

Zannetmiyorum. Olsaydı 2002’den 2007’ye kadar olurdu. O kadar ciddi bir otokontrol sistemleri var ki, aralarına yanlış birileri girdiği zaman adımız kötüye çıkar diye dışlıyorlar. 

Gece yarısı sokağa çıkan bayanlar açık bir rögar kapağından içeri düşebilir mesela. 

(Gülüyor) Bir bayan gece dışarı çıktığı zaman evine dönene kadar telefonu kapatmıyorum zaten. Eve girdiğini duymam lazım. 

İnsanlar ya dedikleriniz yapmıyorsa? 

Yalan söyleyen dinleyiciyi ses tonundan, telaşından anlıyorum. Yalan söyleyen de az kişiyi de yayından aldım, kül yutmam çok zor. Ayrıca sitede o gece yaşanan olayların fotoğraflarını yayınlıyoruz. İnsanlar bakınca “Aa adam cidden sivilcelerini boyayıp göndermiş.” diyorlar. 

Yapmak istediğiniz en çılgın etkinlik nedir? 

Yayına girerken planlamıyorum. Hepsi doğaçlamayla çıkıyor. Kar yağsaydı ‘mangalımı aldım bekliyorum’ diyecek ve sucuk ekmek partisi yapacaktım. Küresel ısınma engel oldu. 

Programı gündüz yapsanız etkili olur mu? 

Gündüz yapamam. Oksijenimi kaybetmiş olurum. Tad kaçıran, kafa açan çok şey var gündüz. Ben deliyim ve delileri çok seviyorum. Bunun limitlerini zorlamayı da çok seviyorum. Eğlence olsun diye yapıyorum bu işi. Ama kalın kırmızı çizgilerim var. Karşı tarafı da düşünürüm. 

Küçük esnafa da epeyce destek çıkıyorsunuz. KOSGEB gibi çalışıyorsunuz? (Gülüşmeler) 

Gross ve süpermarketlerin çok zararı vara. Küçük esnafı gerçekten çok seviyorum. Bölümünde bizi arayan esnaf ürünlerinden ilk gelenlere veriyor. Telefonunu, adresini veriyoruz, ‘şahanesin’ diyor, kapatıyoruz. Dinleyicilerimin yorgan yatak altında beni dinlemisene de gıcık oluyorum. 

Sizin deyiminizle program bitip de ‘defolup giderken’ ne düşünüyorsunuz? 

Yayın bitiminde kendime puan veririm. Kendime ‘bugün de iyiydin ya da kötüydün’ derim Kötü bir program yapmışsam ertesi gün benim için çok huzursuz geçer. 



--------------------------------------------------------------------------------

‘Birkaç yıl sonra radyoyu bırakacağım’ 

Matrax’ın kuralları nedir? 

18 yaşından küçükleri yayına almıyorum. Ama dinmelerine engel olamıyorum tabii. Bazı şeyler onları yanlış yönlendirebilir. Konuştuklarımız şaka yollu ama gerçekmiş gibi algılanabilir. Bazen belaltı muhabbeti ayarında kullanıyorum. Bunu yaparken içten içe rahatsız da oluyorum aslında. Ya on sekiz yaşından küçük biri ya da bir aile dinliyorsa diye? Tüm bunların otokontrolünü sağlayarak yapmaya çalışıyorum. Bir hafta içinde benimle konuşmuş olan dinleyici tekrar bağlanamıyor. İncir çekirdeğinin hacmine katkıda bulunamayan bağlanamıyor. Radyo istasyonları arasında sürekli dolaşıp yayınlara katılanlar da arayamaz. 

Yükselen burcunuz, yayın frekansınızı etkiliyor mu? 

Burçlara inanmam. Yükselen burcumu da bilmem. 

Siz radyo dinliyor musunuz? 

Dinlemiyorum. 

Radyoculuk nereye kadar? 

Birkaç yıl sonra radyoculuğu bırakmayı düşünüyorum. Çünkü yapacağım her şeyi yaptım. Başka şeyler yapmak istiyorum. Sahneyle ilgili deneyimler edinmek istiyorum. Televizyon istemiyorum. Radyo çok daha temiz. Ve kitaplar tabii ki. 

Kahramanlarınızdan birisi de Adanalı Ayten Hanım. Nasıl bir keşiftir Ayten Hanım ki sizden bile çok dinleniyor? 

(Gülüşmeler) Ayten Hanım gibi birçok dinleyici var. Onun biraz daha öne çıkmasının sebebi fütursuz olması. Bu fütursuzluğun ona sempati katması. Dilin kemiği yok derler ya! Onda hiç yok. Bu samimi yapısı yayına fazlaca yansıyor ve bunu dinleyiciler çok seviyor. Normalde herhangi bir radyo programına katılması mümkün değil; çünkü almazlar. Kötü bir Türkçe, kötü bir konuşma. Ama çok eğlenceli. Onun gibi üç beş delimiz var bizim, onlara arama sınırı yok. Bayramda gidip Ayten Hanım’ın elini öpenler oldu. Telefonu bozuldu diye telefon götüren var. Ayten Hanım da dinleyicilere kazak örüyor. 

Sizi ziyarete gelen var mı? 

Çok fazla; ama bu benim çok keyif aldığım bir şey değil. İşinizi yapamıyorsunuz çünkü. 

Bunların görünmemesi üzücü mü? 

Çok mutlu ediyor beni. Çünkü ben göre göre dinleyin, duya duya seyredin diye bir çıkarsama yapıyorum programda. 
Türkü olayı çok kötü ya :kikirik :D:D
Silindi
Expert
2
abi geçen gün milleti demokrasi meydanında topladı.hımm'lattı meydanda herkes hımlarken polis geldi "bu saatte hımlanmaz" dedi ve zorla telefonu kapattırdı polis ya var mı böyle birşey
bide bunlar demokrasi meydanında oluyor ama demokrasinin d'si yok malesef..
Haklısın :arastir
Silindi
Expert
2
:D gcenin o saatinde hmmlarlarsa :D olucagi o :D deli bu zeki ama işini cok iyi yapıyor ;)
Silindi
Expert
2
zkc'nin milliyet röportajını buldum.
Sizinle paylaşayım dedim.


ZEKİ KAYAHAN COŞKUN, GECENİN MİSKİNLİĞİNE İNAT DİNLEYENLERİNE NELER YAPTIRIYOR NELER... HALI YIKATIYOR, SAÇ KESTİRİYOR, SOKAĞIN ORTASINDA KOVAYLA BANYO KEYFİ YAŞATABİLİYOR!

Gecenin yarısı bir meydanda toplanmış insanların bağıra çağıra şarkılar söylediğine şahit oluyorsanız ya da yan komşunuzun evinden mutfak robotu, mikser, elektrik süpürgesi hatta matkap seslerini duyuyorsanız, sokağın ortasına halı serip 'halı saha maçı' yapan insanları görüyor da 'Neler oluyor bu insanlara?' diyorsanız, bilin ki onlar 89.2 frekansından yayın yapan Alem FM'i, Zeki Kayahan Coşkun'un programı Matrax'ı dinliyor. Ve o ne derse onu yapıyor! Niye böyle 'matraxsiyonlar' yapıyorlar? Paylaşmanın lezzetine varabilmek, yaptıklarıyla dinleyenlerden kahkaha karşılığını alabilmek için. Matraxçıların "Amannn utanırım, asla yapamam" gibi çekinceleri de yok. Bu cesareti tetikleyen Coşkun'a sorduk: "Kayıtsız şartsız bu itaat hali nasıl bir haldir?" diye. 'Zeki'ce bir yanıt aldık: Eğlenmek için bahane ararız. Bir müzik duyulmasın hemen halay çekebiliriz! Coşkun, uzun zamandır radyocu ve onunla beraber bu yolda yürüyen dinleyicileriyle sosyal paylaşımlara da öncülük ediyor, eğlenmenin yanına 'yitirmemek adına' yardımseverliği de bitiştiriyor, Moğollar'ın dediği gibi 'Bi şey yapmalı' diyor ve radyonun büyüsünü kullanıp çok şeyler yapıyor. 29 yaşında, gülmenin güldürmenin dışında iç sesini kelimelerde şekillendiriyor; yazılar yazıyor. Yayımlanmış 8 kitabı var... Buyurun Matrax bir söyleşiye...

Radyo hikâyeniz nasıl başlıyor?
Ortaokuldan beri radyocu olmak istiyorum. Radyoculuktan önce üniversiteyi bitirip gazetede yazmaya başladım, ama ne yapıyorsam radyoculuk için yaptım. "Yazdıkların gibi radyo programı yapabilir misin?" dediler, beklediğim soruydu, öyle başladım.

Programınızı siz nasıl anlatırsınız?
Kendi programım diye söylüyorum! Diğerlerinden çok farklı. Uygulamaya dayalı birçok şey var; halıyı çırpma yarışması, canı dondurma çeken teyzeye dondurma götürme, halılarını evden alıp sokakta halı saha maçı yaptırma, aşerenlere Arnavut Ciğeri götürme, yurtta aç olan öğrencilere civarda bulunan halkın yemek vermek için örgütlenmesi gibi şeylerin hepsi bu programda.

Radyonun 'büyük gücünü' ispatlamayı mı amaçlıyorsunuz?
Tatlı dille dinleyiciye her şeyi yaptırabileceğimi gösteriyorum. Program sonunda "Vay be bugünde neler yaptık" diyebilmek amacım. Derdim kendimle. Kendi eşiğimi aşmam gerektiğini düşünüyorum. "Vay anasını bu da radyoda oluyormuş" dedirtebilmek için uğraşıyorum.

Genelde gecenin o vaktinde klasik, arkada hüzünlü bir fon eşliğinde şiirli, duygulu programlar var...Şiirin programı da, saati de olmaz. İnsanlar öğlen vakti de Attilâ İlhan okuyabilir ve zırıl zırıl ağlayabilirler. Bu önyargıyı yıkmak için geceyi istedim. Programı yorganın altında dinlemek yasak! 22.30- 02.00'a kadar program, ama canım istediği zaman çıkabiliyorum. Hâlâ çok hevesliyim, heyecanlıyım.

Dinleyicilere yaptırdığınız en farklı 'matraxsiyon' hangisiydi?
Yurtdışından da dinleniyoruz. Bir dinleyicimiz Los Angeles'ın ortasında klasik, eskilerden kalma Türklerin banyo şekliyle kovayla yıkanıyor, bu çok ilginçti. Başka bir dinleyicim küresel ısınmayı protesto için yağmur yağarken 'Küresel ısınma, sabrımızı taşırma' eşliğinde sokakta yıkandı!

Gecenin o saatinde 'tuhaf' diyebileceğimiz şeylerin yapılması nasıl bir psikoloji? Niye her söylediğinizi yapıyorlar?
Gece insanlarda sıkılmış olmalılar bu şiir programlarından! Eğlenmek için Matrax'ta yeterince bahane var. Bir müzik duyulmasın hemen 3 kişi bir araya gelir ve halay çekmeye başlar. Amacım dinleyicilere anı armağan etmek, gecenin bir vakti tanımadığı insanlarla piknik yaptığını torunlarına anlatsın istiyorum.

Siz hangi eylemlere 'asla yapamam' diyorsunuz? Ya da yapamadıklarınızı mı dinleyicilere yaptırıyorsunuz?
Birçoğunu eğlenmek, dostluklar kurmak için yapardım. Mesela saç kestirmezdim. Taksim'in ortasında şınav çekmezdim. Bir erkeğin gelinlik giyip sokağa çıkması olayını da yapamazdım!

Nasıl emin olabiliyorsunuz söylediklerinizin yapıldığından? Gelinlik olayı abartılmamış mı?Dinleyicimiz dürüst. Diğer dinleyenlerde aynı yere gidiyor ve görüyorlar, resimleri çekiliyor ve hepsi internet sitemizde mevcut. Videoları var paylaşım sitelerinde.

Sizin internet sitenizdeki üyeler arasında farklı bir sosyal hareket var...
www.zekirdek.com'da 250 bin üyemiz var. Her ilin temsilcileriyle şahane ve farklı bir sivil toplum kuruluşuyuz. Bayram olmamasına rağmen çikolata alıp huzurevine gidebilsinler, çocuklara oyuncak alabilsinler. İnsanlara yardım etsinler istedim. Bir araya gelip, maçlar yapıyorlar, piknik ve yat gezileri düzenliyorlar. Birbirimize yabancılaşmış bir ülke haline geliyoruz. İnsanların birbirlerine fazlasıyla ihtiyacı olduğu zamanlardayız.

Serisi olan 'Türkleri Anlama Kılavuzu' kitaplarınızda Türklere özel 'farklı' davranışlar var. Örnekler verir misiniz?
Sokak ortasında çiftleşen hayvanları fırça sapıyla ve tekmelerle nedense ayırmaya çalışmak! Bir kaza olduğunda kaza yerine bakarak, trafiği saatlerce tıkamak! Kazayı geçtik, yol çalışmasını seyrederiz. Belediye ağaçları budar, onu seyrederiz. Gelen hesabı gizlice masanın altından öderiz, bütün ilaçları buzdolabında saklarız. Bazı tuvaletlerde musluğa hortum takılıdır, paspaslar üzerinden arabalar geçsin de temizlensin diye caddenin ortasına atılır. Televizyon ve müziksetlerinin üstüne dantel örtüler serilir. Bu davranışların hepsi Türklere özgüdür.

Matrax'ta neler oluyor?
Gecenin esnafı bölümünde, o saatte dükkânı açık olan esnaf, ürünlerinden dükkânını bulan dinleyicilere ücretsiz verecek. Esnaf şenlendirici bölümünde enstrüman çalabilen dinleyiciler, esnafa gidip "Ya bu saatte açıksanız, biz bir şarkı çalalım" diyebiliyorlar. Depresyon tedavisi var! 'Psikospor' var. Dinleyici koşarken sokakta bana sorunlarını anlatıyor. Nefes nefese kalıyor tabii. 6 kilometre koşturduğumu bilirim! 'Gece Pikniği' var, piknik malzemelerini hazırlayıp Taksim Meydanı'nda piknik yapabilirler. Radyo birleştirici bir güç oluyor. 'Gecenin Kahramanı'nda da ben ne istersem onu yapıyorlar!
Silindi
Expert
2
Ever gerçekten bir numara.yaptiramayacaği şey yok süper :D
Sonunda dinlemeye başladım. 1-2 haftadır 12:30 a kadar dinleyebiliyorum. Dün bir Adana'lı teyzemiz bağlanmıştı programa. ZKC, dediği gibi programa bağlanan genci elinde sandalyeyle koşturup duruyordu. Yusuf otur, yusuf kalk, yusuf, yusuf yusuf ne demektir bilir misin? yusuf koş... Yusuf'un sorunu etrafında çok zayıf görünmesiymiş. Bu koşudan sonra daha da beter oldu. Teyzemiz de "Oğlum sen leblebi yiyonnu?" gibisinden sorular yöneltiyordu.
Aynı teyze, 1-2 program önce de katılmıştı. Aynen onun ağzından yazıyorum "Temizlik yaparken hiç sinirlenmiyorum, stres yapmıyorum. Ben maymun besliyorum evde. Önünden geçince "ay lav yuu" diyor. Moral oluyor bu bana. Kocamdan da bıktım, çok iyi geldi bu maymun."

2 gün önce ise yaklaşık 00:20 civarında deniz otobüsü kiralayıp bel hizasını geçmediği yerde denize atladılar. ZKC, dalga sesini duymak isteyince telefonu denizin içine (!) soktular. Telefondan ZKC'ye ses bulanık gitmeye başlayınca telaşa kapıldılar. Suyu emmeye falan başladılar.

Ve şu an aklıma gelmeyen tonlarca şey var. Ama ZKC'yi dinlemek için beklemeyin. Bu sezon radyo hayatını bitireceğini açıkladı ZKC.
Silindi
Members
0
Ayten teyze :D
Silindi
Members
0
işte Ayten Teyze ve eşi Yılmaz Bey ::

Silindi
Members
0
Elinde tutuğu ne abi ya?



Üye Ol veya Giriş Yap

Bu forum başlığına mesaj atmak istiyorsanız hemen üye olun veya giriş yapın.